08/08/2017
Çığ gibi yayılıyor.
Türkiye'nin alanında en ünlü isimleri,
sanatçılar, iş dünyasının önemli isimleri, akademisyenler altına isimlerini de
koyarak WhatsApp, Twitter ve Facebook üzerinden “bizi duyun” mesajını
birbirlerine gönderiyorlar.
Türkiye'de önemli bir hareketlenme olduğunun
kanıtlarından biri olan bu mesajı okumayanlar için paylaşıyorum;
*
* * * *
Yurttaştan yurttaşa bir çağrımız var...
Bu toplumun büyük çoğunluğu gelişmelerden memnun
değiliz, huzursuzuz, güvensiziz, geleceği göremiyoruz, böyle yaşamak
istemiyoruz.
Milyonlarca yurttaşın olup bitenlere rızası
değil itirazı var, ama tek tek sesimiz duyulmuyor. Gücümüzü gücümüze,
seslerimizi birbirimize katarsak suskunluğu aşarız, sessizliği deleriz, duyulur
görülür hale geliriz.
Aşağıdaki metni elindeki bütün olanak ve
yollarla gönderebildiğin, ulaşabildiğin herkese, her partiye, her kuruluşa,
üyesi olduğun örgütlere, arkadaşlarına, eşine dostuna, izlediğin kanalların
haber ve tartışma programlarına, kendi sosyal medya ağına, her yere gönder
lütfen...
Yurttaşın, hepimizin itirazının milyonlara
ulaşabilmesi için yaratıcı ol..
........ BİZİ DUYUN ........
"Bu toprakların ortak sahibi olan
bizler; AKP, CHP, HDP, MHP ya da başka partilere oy veren Türk, Kürt, Ermeni,
Rum, Laz, Süryani, Müslüman, Hristiyan, Sünni, Alevi, inançlı, inançsız bütün
yurttaşlar, barış ve huzur içinde yaşayabileceğimiz bir ülke istiyoruz..
Savaş istemiyoruz, şehit istemiyoruz,
çocuklarımızın ölmesini, öldürmesini, birbirlerine silah çekmesini
istemiyoruz..
Düşman cephelere bölünmek, kardeşliğimizi,
ortaklığımızı yitirmek istemiyoruz.
Ne darbe, ne vesayet, ne diktatör, ne terör!
İşimizde gücümüzde, huzur içinde, hür yaşamak
istiyoruz.
Kadın olduğumuz için hırpalanmak, tecavüze
uğramak, öldürülmek, örtülüyüz diye aşağılanmak, şort giydik diye saldırıya
hedef olmak, korku içinde yaşamak istemiyoruz.
Kadın erkek hepimiz; inançlarımızı, dinimizi,
kültürümüzü özgürce, eşitçe yaşamak istiyoruz.
Hangi suçla suçlandığımızı bilmeden, kimin
adına, hangi hukuka göre karar verdiklerini bilmediğimiz mahkemelerce
tutuklanmak, hapse atılmak; darbeyle, terörle hiçbir ilgimiz yokken yalan
ihbarlarla, sahte delillerle sorgusuz sualsiz işimizden olmak, meslekten
uzaklaştırılmak, çoluk çocuğumuzla açlığa mahkûm edilmek; barış deyince
terörist, mağduriyet deyince hain ilan edilmek istemiyoruz.
Keyfi kararlarla, emeğimizin hakkının,
ücretimizin, maaşımızın elimizden alınmasını, evlerin, köylerin yakılıp
yıkılmasını, çocuklarımızın eğitimlerinin aksamasını, gençlerimizin sokaklarda
heba olmasını istemiyoruz..
Biz halkız, vicdanlı, iyi insanlarız; bizi
tahriklerle kötücülleştirmeyin, kin ve nefret sözleriyle ayrıştırmayın, kana,
ölüme alıştırmayın. Savaş, ölüm, idam, çatışma, kavga istemiyoruz..
Bu ülkeyi yönetenler, kaderimize hükmedenler!
Sizler; halkı sindirmek, özgürlükleri yok etmek
için değil, biz yurttaşları barış, güven, huzur içinde yaşatmak için
seçildiniz.
Bilin ki bu gidişe rızamız değil itirazımız var.
Bizi duyun.!
Bu toplumun %50'si içinde hâlâ aklını peynir
ekmekle yememiş insanların olması umut veriyor.
*DESTAN* NEDİR KARDEŞİM?
Bak kardeşim;
Yıllardır devletin, kamunun ve askeriyenin her
kademesinde kök salmış, uğrunda göz yaşları dökülerek vatana davet edilen,
yıllarca Hoca Efendi diye çağırdığınız bir yaratık tarafından kandırılmak
DESTAN değildir!
Siz kendinizi ve paydaşlarınızı uyutmaya devam
edin. Ancak daha ne olduğunu, neden orada olduklarını bile bilmeyen 20-21
yaşındaki çocukları linç etmek DESTAN değildir!
Kendi halkına zarar vermemek için mermi
sıkmayan, tankının topunu ateşlemeyen çocukları katletmek DESTAN
değildir.
F16 ile darbe yapacaklar ama eşşek kadar sarayı
vurmayıp duvarını yıkacaklar öyle mi? Meclisi un ufak edemeyecek ama bir
bölümünü yıkacaklar öyle mi? Cuma akşamı iş çıkış saatinde, hem de köprünün tek
tarafını tutup diğeri tarafına el sallayan askerlerle darbe yapacaklar öyle mi?
Cumhurbaşkanı'nın çoktaaaan terk ettiği otele baskın yapıp "aaa burada
yokmuuşş" diyen bordo bereliler var, öyle mi? Ulan bunca salağın yapmaya
kalkıştığı darbeyi önlemek DESTAN değildir ki canım kardeşim.
Darbeyi enişteden öğrenmek DESTAN
değildir.
Darbeyi 5 saattir bilip de Cumhurbaşkanı'na
haber vermeyen bir MİT müsteşarının olması DESTAN değildir.
Darbe olacak denmesine rağmen düğünde halay
çeken komutanların olması DESTAN değildir.
Böyle bir kalkışmadan bihaber olmak DESTAN
değildir.
Darbenin 1 numaralı ismini yakalayıp elinden
kaçırmak, hala yakalayamamak DESTAN değildir.
1 senedir OHAL ilan edip, darbenin nasıl
planlandığını, gerçek yüzünü, gerçek faillerini bulamamak, ülkeye getirtememek
DESTAN değildir.
Koca tankı çöp kamyonu ile durduracağını sanmak
DESTAN değildir.
F 16'ya sopa fırlatmak DESTAN değildir.
Dualarla, iman gücüyle tank durdurduk, F 16
düşürdük, helikopter indirdik sanmak DESTAN değildir.
Suçsuz, günahsız insanları daha yargılamadan
hapislerde çürütmek DESTAN değildir. Onları işlerinden etmek, onları damgalamak
DESTAN değildir.
Bir film posterini hazırlayacaksın ama o postere
baş rol oyuncusunu koymayacaksın öyle mi? Orduyu küçük düşürecek o afişleri
hazırlamak DESTAN değildir kardeşim. FETÖ FETÖ diye kıçını yırtıp, Fettullah'ı
kullanmadığın afiş hazırlamak DESTAN değildir.
Devlet görevini yapmadığı için, MİT görevini
yapmadığı için, Genelkurmay görevini yapmadığı için, anca enişte görevini
yaptığı için öldü o garibim 247 kişi, bu yüzden linç edildi gariban er. Bu
yediğin nane DESTAN değildir.
Her ne sanıyorsan destanı, işte o, DESTAN
değildir!
Destanı, demokrasiyi, dini kendi kafanıza göre
tanımlar oldunuz.
DESTAN'a meraklıysan, çok istiyorsan, açıp tarih
okuyacak, KURTULUŞ SAVAŞI'nı ezberleyeceksin.
İman gücü oradadır, akıl oradadır, cesaret
oradadır, zafer oradadır,
DESTAN oradadır!
Popomuzdan element uydurmayalım güzel
kardeşim.
“Emre Dölcel” yürekten destekliyorum.