Bu yazım da adı geçen bu siyasi yapılara karşı hiç bir nesenl olmayan eleştiri yapmamaya varsayımlar üzerin den yine hiç bir suçlama yapmamaya özenle dikkat ederek  doğrudan kendi siyasi pratiklerinin Türkiye siyasetin de biçimlenmiş son hallerinden örnekler vererek  bu adı geçen her üç yapının da nasıl Türk şövenizminin kıskacında olduğunu tüm çıplaklığı ile deşifre edeceğim.
  Siyasi hareketlerin ve partilerin gerçek karakterleri herzaman ortaya çıkmaz. Siyasi hareketlerin gerçek yüzlerini deşifre edebilmenin en önemli aracı toplumsal olaylar ve olgular karşısında aldığı politik tutumlarla test edilir ve ona göre karar verilir. 
  Türkiye siyasal ve toplumsal tarihinin son 30 yılındaki toplumsal olaylar ve olguların Türkiye siyaseti üzerinde önemli bir etki göstererek sağdan sola tüm siyasi aktörlerin saflaşmasına ve yerlerini yavaşça belirlemesine sebep olmuştur. 
  Özellikle Türkiye siyasetinin tarihsel geçmişiyle kendilerini soldan konumlandıran hatta sosyalizm ve kominizm gibi sıfatlarla da toplumsal devrimci mücadelenin öznesini oluşturmaya çalışan bir geçmişe sahip olan bu siyasal hareketlerimiz gelinen aşamada egemen Türk şovenizminin kıskacına nasıl kapıldıklarına yine Türkiye’nin son 30 yıllık toplumsal olaylarından cevap bulmaya çalışacağım.
   Türkiye toplumsal ve siyasal tarihinde önemli bir yer tutan Kürt Ulusal demokratik hareketinin son otuz yıllık tarihi Türkiye toplumları üzerinde çok ciddi etkiler. Bırakarak etkilenen toplumların da doğal olarak siyasetine yeni bir biçim almasına sebep olmuştur. 
   Türkiye siyasetinin sağdan sola yeniden biçimlenmesine sebep olan Kürt sorunu nasıl bir sorundur? 
   Kürt sorununun ulusal bir sorun olduğu konusun da kimsenin itiraz etmeyecek kadar tarihsel dayanaklara sahip olduğunu biliyoruz. 
  Bir halkın ulus olma özelliklerini tanımlarken öne çıkan en önemli bulgular dil,coğrafya ve kültür birliği olarak bilinir. Bu üç olgu da Kürt halkının yaşam biçiminde var olan bir gerçekliliktir. 
   Kürt halkının ulus olmadığı konusun da hiç kimsenin elinde dayanak olmadığına göre Kürt halkının bir ulus olduğunu kabul ederek bu ulusun verdiği mücadelenin sol ve sosyalist olduğunu iddia eden siyasi hareketlerin Kürt ulusal demokratik hareketiyle kurması gereken siyasi ve ahlaki ilişkinin ne olup olmamasını yine tarihin derinliklerinde saklı olan cevaplardan bulmaya çalışacağım

SOSYALİSTLER VE ULUSAL DEMOKRATİK HAREKETLER.

  Sosyalistlerin ulusal demokratik hareketlerle var olan tarihsel ilişkilerine bir göz atmakta fayda vardır. Ezilen uluslar devrimci sosyalist mücadelenin müttefikidirler. Bu sözü Ekim devriminin önderi Lenin diyor. Başka bir şey daha söylüyör  (Lenin ) Ezen ve ezilen çelişkisini ortadan kaldırıp hür uluslar yaratmak komünistlerin  kırmızı çizgisidir. Başka neler diyor :
Ezen ülkelerin işçilerinin enternasyonalist eğitimi, zorunlu olarak her şeyden önce, ezilen ülkelerin özgürlüğü ve ayrılması ilkesinin savunulmasını içermelidir.
  Proletarya, kendi ulusu tarafından ezilen sömürgeler ve uluslar için siyasal ayrılma özgürlüğü istemelidir.
Her seferinde devrimci önderlerden alıntılar yapan bu tür siyasi hareketlerin gerçekten devrimci önderlerin bile  ulusal demokratik hareketler konusunda ne düşündüğünden habersiz gözüküyorlar. 
Ezilen ulus milliyetçiliğinin programı, kendi ulusunun dil ve kültürü üzerindeki baskının kaldırılması, kendi dilinde eğitim, özerklik, bağımsızlık gibi ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı çerçevesinde taleplerden oluşur.
   Bu talepler bire bir sosyalist talepler olmasa dahi , sosyalistlerin mutlaka destek vermesi gereken talepler olduğunu , yine tarihin derinliklerindeki devrimci önderlerin çözümlemelerin de buluyoruz. 
Özünde ulusal savaşım, her zaman burjuva nitelikte, yalnızca burjuvazi için yararlı ve istenir olarak kalır. “Ama bundan, proletaryanın, milliyetlerin ezilmesi siyasetine karşı savaşmaması gerektiği sonucu çıkmaz”.(Stalin)
  Ulusal demokratik mücadele tarihi ve proletarya ilşkisinin nasıl olması gerektiği konusun da yüzlerce örnek bizatihi devrimci önderler tarafından açıkça dile getirilmesine karşı , halen Kürt ulusal demokratik hareketi karşısın da sürekli ipe un serme taktikleriyle dans eden bu ÖDP ,TKP ve Halkevleri gibi pek çok sahte sosyalistlerin düzenbazlıklarını işte deşifre ediyorum. 

    Devletin Kürt ulusal demokratik hareketine karşı sürdürdüğü sürekli savaş geleneğine karşı , Kürt ulusal demokratik hareketine hiç bir pratiksel destek sunmayan sunanları da Kürtçü edasıyla toplumda kimliksizleştirmeye çalışan bir uslubün  Türk şövenizminin  bir aracı haline geldiğini söylememizden kimse gocunmasın .
   Birtakım manuplatif söylemlerle HDK ' nin Kürt sorunuyla sınırlı bir parti olduğu yalanı ve bizim sol birliği  ihtiyacımız var gibi solun asla tarihsel öğretisiyle  örtüşmeyen  sol ve sosyalizmin ulusal demokratik hareketlerle olan yine tarihsel ilişkilerinin ne olması gerektiğinin örneklerini yukarıda yer verdiğimizden  de anlaşılacağı üzere  ÖDP TKP ve Halkevleri gibi yapıların bu yalan ve kara 
propagandaları  kendilerinin nasıl Türk şövenizminin bir aracı olduğu gerçeğini asla örtbas edemeyecek kadar açıktır. 
   Her şeye karşın bilerek yada bilmeyerek Türk egemen şoven dalgasına kapılan,bu siyasi yapılara çağırımdır.Gelin demokrasi mücadelesinin evrensel ilkelerine,ezilen tüm halkların birleşik demokratik mücadelesine omuz verin. Aksi taktir de giderek şovenizmin batağında boğulacaksınız Türkiye halklarının demokrasi ve özgürlük mücadelesine karşı kendinizi set yapmayın Bunu hem başaramayacaksınız hem de tarihin en rezil yenilgisini alırsınız.