Cihan Abdikoğlu
cihan@salihtas.net
Yerel Seçim Sonuçlarından Genel Seçimlere Bakış
06/04/2014

Bu yazım da kimseye yol gösterme gibi ne haddimin ne de niyetimin olmadığını baştan söylemek isterim. Ancak şahsi gözlemlerimi de paylaşmayı bir gereklilik olarak hissettiğimden dolayı, görebildiğim kadarıyla anlatmaya çalışacağım.

  Öncelikle yerel seçimlerden çıkan sonuçlar ne kadar şaibeli olursa olsun, gerçeğin tümünü ters yüz etmeye dayanak olarak gösterilemez. AKP'ye karşı yürütülen bunca kampanyaların içinde, bir partiyi tarihten silecek kadar kötü malzeme olmasına karşın, AKP'nin neden istenilen seviyeye çekilemediğini anlamak için sosyologlara sormak gerekir amma, siyasi alandaki karşılığı nedir sorusuna da, siyasetçilerin cevap bulması gerekir.

  AKP'nin neden geriletilemediği sorusunun cevabını bulabilmek için, neden geriletilmesi gerektiğinin cevabını bulmaktan geçiyor. AKP iktidarı, küresel sermaye sahiplerinin kontrolünde, onların çıkarlarını savunmak için, özellikle ORTA-DOĞU denklemin de 12 yıl önce görevlendirilmiş bir iktidardır. AKP hırsızlık yapmıştır, yolsuzluk yapmıştır ve her türlü düzenbazlıklarla, insanları aldatmış ve sömürmüştür. Bütün bu yolsuzlukların ve hırsızlıkların anası olan kapitalist sermaye sahiplerinin binlerce yıldır yaptıklarından farklı bir şey yapılmamıştır.

  AKP'den öncekiler de hırsızdı, AKP'de hırsız, muhtemelen gelecek olanlar da

hırsız olacak! Hırsızlık, kapitalist sömürü sisteminin akciğerleridir. Kapitalist sömürücü bir sistemin çıkarlarını savunan bir partiye, neden çaldın sormak cidden eşekliktir.  Adamın görevi emek hırsızlığı zaten.  Ancak şu söylenebilir. İyi güzel çaldın da, bari hırsızlığın meşruiyeti olan yasalar için de çalsaydın. Yasalara göre hırsızlık yapmak suç değildir. Yasalara göre kime hırsızlık yapmak suç sayılmıştır dikkat edin! İnsanların emek ve alın terine el koyan bir avuç azınlığın, sömürü ve talan düzenlerinde perişan ettikleri emekçilerden dolayı hiç yargılandıklarını gören

var  mı?

  Ama çalıştığı bir fabrika da bir şişe su içmek için çantasına koyan işçiyi, hırsızlıktan dolayı işten atabiliyorlar. Demek ki hırsızlık yapma hakkı yasalara göre patron ağalara verilmiştir. Çünkü yasaları yapanlar genelde hırsızlardır. Şimdi AKP neden gerilemedi sorusuna cevap bulmaya başladık. Zira sınıf bilincinin yeterli olmadığı toplumlarda, eğitim düzeyi de düşük olur. Eğitim düzeyi düşük olan toplumlarda, toplumların tam olarak nasıl tepki vereceğinin kestirilmesi zordur.

  Bir hayvanın bile bir olay karşısında tam olarak nasıl tepki verebileceğini hiç

Kimse kestiremez.  Ancak hayvan tepkisini ortaya koyar, görürüz ve şudur deriz.  Diğeri tahmin olur. Tahminler de her zaman doğru çıkmayabilir. Hayvanın bir olay karşısında nasıl davranacağını önceden bilememek ne ise, sınıf bilinci ve demokratik bir kültürü bulunmayan toplumların da çoğunlukla olaylar ve olgular karşısında nasıl tutum alacağı önceden tam olarak bilinmez. Anlamaya başladık mı? AKP'nin neden geriletilemediğini.

  Gelelim AKP'nin neden geriletilemediğinin toplumdaki başka bir sebebine.

Hemen şunu belirtmek isterim ki hayvanlar dahi istim yoluyla dostunu ve düşmanını  sezerler ona göre davranırlar. Hayvanlarda insani beceriler olmadığına göre, peki nasıl seziyor dostunu düşmanını?  Demek ki AKP’ye oy veren milyonlarca insanın hangi saiklerle bunu yaptığını anlamanın yolu, AKP öncesi var olan toplumsal yaşamın niteliği ile, AKP sonrası biçimlenen toplumsal yaşam, hem küresel ölçekte, hem de ülke açısından farklılıklar içeriyor. Toplum ne kadar cahil olursa olsun sezgileri vardır. Çünkü her canlıda olan bir yetenektir bu durum. 30 yıllık bir çatışmalı süreçten geçen Türkiye toplumları çok acılar çektiler. Evlatlarını, mallarını mülklerini bu savaşta kaybettiler. Türküyle  Kürdüyle  ve tüm diğer halklarıyla büyük acılar yaşandı. Bu acıları Türkiye halklarına bir bütün olarak yaşatan siyasi iktidar ve devlet

geleneğini, iktidara geldiğinden bu yana ret ettiğini söyleyen bir AKP'nin

hırsızlık psikolojisine  alıştırılmış bir toplumdan, AKP hırsızlık yaptı diye bir anda

kopmasını  beklemek saflıktır, Türkiye toplumlarını tanımamaktır.

Sınıf bilinci olsun olmasın, kendisine zarar gelecek bir olgu karşısında insanın alacağı

tutum ilk önce, canını koruma refleksidir.  Dikkat edin, AKP'nin barış süreci ile ilgili sarf ettiği sözlerle, AKP'nin önünü kesmeye çalışan gelenekçi partilerin sözlerini karşılaştırın.

  AKP'nin neden kaybetmediğini daha kolay anlayacaksınız. AKP barış konusunda

samimi değildir. Bunu herkes bilmektedir ama savaşta yok. Bu bir olgudur ve toplum bunu es geçmez. Türkiye halklarının büyük bir bölümü savaş istememektedir. Çünkü kimse evladını kaybetmek istemez. Bunun içindir ki AKP'nin taktik bile olsa, barışı

savunur gözükmesi, insanın canını koruma refleksiyle örtüşmekte ve hırsızlık gibi iddialara inanılmış olsa dahi, AKP karşısındaki MHP ve CHP gibi partilerin topluma güven veremedikleri sürekli savaş kışkırtıcılığı, Kürt düşmanlığı açıktan destekledikleri içindir ki toplum AKP'ye oy vermeye devam ediyor.

  AKP'nin sürekli kazanması bana göre AKP'nin başarısından ziyade  muhalefetin

Başarısızlığından kaynaklıdır. Bu seçim sonuçları bir kez daha ortaya komuştur ki savaş yanlısı politikaları savunan partilerin belki toplumun çok bilinçli olmasından değil ama korkularından dolayı bir istemle AKP'ye oy vermeye devam ediyorlar.

Yoksa çok bilinçli bir toplum elbetteki AKP'ye karşı kendi siyasal alternatifini yaratır.

HDP VE BDP BUNDAN SONRAKİ SÜRECİ NASIL KARŞILAYABİLİRLER?

  Şunu belirtmek de fayda var. Bu seçim her ne kadar genel bir seçim havasına

sokulduysada, yerel seçimdir. Adaylar önemlidir elbet. Fakat üç aşağı beş yukarı

partilerin de kendilerini test ettiği bir seçim oldu.

HDP'nin batıda bir milyona yakın oy almasına karşın hiç bir yeri alamamış olması,

Başarısızlıktır.  Bunu sağından solundan dönmeye gerek yok. Bu başarısızlığın temel sebepleri nelerdir bunu anlamak ve gerekli rötuşları yaparak HDP'nin yoluna devam etmesi bana göre de doğru olandır kuşkusuz.  HDP'nin zaten duyarlı olduğu barış ve demokrasi kültürünü halkla buluşturmaya çalışırken daha yerel insan kaynaklarının kullanılması popülist merkezi politikalardan kaçınılması bana daha doğru geliyor.

HDP olarak salt  Kürt oyları ile kendini konsolite etme şansı yoktur. Yerel insan

kaynaklarının örgütlenmede öne çıkması HDP'nin ülkenin batısına uygun bir dili

daha anlaşılır biçimde kullanması yine bana göre zaruret arz ediyor.

  HDP eleştirisi yapmak için bunları yazmıyorum. Ancak gerçekten HDP' nin

üstlendiği büyük ve erdemli misyonu tartışma konusu bile olamaz.  Ancak bu erdemli misyonun toplumsal karşılığını yaratacak dil ve uslubun dediğim gibi daha anlaşılır olmasının önemli olduğunu düşünmekteyim. HDP  Kürt hareketinin müttefikidir. İttifakıdır. Yanlız  HDP'yi  BDP' nin yan paravan kuruluşu gibi topluma algılatacak davranışların  ne  BDP'ye  ne de HDP' ye faydası yoktur.

 

HDP' nin doğrudan Türkiye partisi olma iddiasının toplumsal ilişkileri ne Amed’ten

ne de Cizre’den kurulmaz. HDP'nin Türkiye partisi olma iddiasının güvencesi yerel birimlerdir. BDP'nin tüm kazanımları  benim de kazanım saydığım değerlerdir.

BDP karşıtlığı gibi bir amacım ve niyetim asla yoktur. Benim anlatmaya çalıştığım

şudur.  HDP ile BDP arasında hiç bir fark yoksa  o zaman HDP ye ne gerek var?

HDP nin temsil ettiği ideolojik ve politik hat BDP nin siyasi algısıyla ve onun

İdeolojisiyle  örtüşe bilir örtüşmelidir de…

  Fakat, BDP nin Türkiye partisi olma şansı olmadığın dan dolayı  bunun tarihsel

ve toplumsal sebeplerini elbette ki anlayabiliriz ama HDP nin iddiası Türkiye'nin

batısında güçlü bir sol hareket  geliştirmekse  BDP nin tarihsel misyonu ve

temsil ettiği kesimler talepleri ve itirazları doğrudan  her ne kadar başka halk

kesimlerinin hakalarını da savunma dürtüsüyle yapsa da BDP nin bir bölge partisi olduğu gerçeğini değiştirmez.  Bu durum BDP nin eksikliğinden kaynaklı değildir. Tarihsel bir olgudur. BDP  istese de Türkiye partisi olma gibi bir şansı yoktur. Bunun neden olamayacağını enine boyuna araştırılıp anlaşılması mümkündür. Zaten bugüne kadar yapılan seçimler en büyük öğretidir bu konuda. HDP nin doldurması gereken toplumsal ve siyasal boşluklarla BDP'nin  dolduracağı  boşlukların tarihsel, toplumsal ve sosyolojik olarak farklılıkları vardır. Bu farklılıklar doğru analiz edilirse, HDP - BDP' nin bir yan kuruluşudur algısını BDP karşıtlığı üzerinden değil, tarihsel ve toplumsal beklentilerin özneleriyle  ilgili farklılıkları çatıştırmadan o algıyı kırmak gerekiyor.

   Batıda HDP'nin başarılı olması bana göre çok ince bir cizgide  politikalarını yeniden

gözden geçirerek güncellemesi gerekiyor.  HDP nin en ağırlıklı toplumsal faaliyetinin gövdesini doğa ve barış olmalıdır. Savaşa karşı yaşamı savunacak bir hat üzerinden alan açmayı ben olsam denerdim. Doğanın korunması gibi alanlarda ciddi toplumsal ilışkileri genişletecek alanlardır. Tüm bunları HDP yapmıyor demiyorum ama bu alanlara daha yerel düzeyde ağırlık vermek güçlü olmanın anahtarıdır. BDP nin de HDP konusun da Kürt halkını bilinçlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.  Bir çok Kürt dostlarımız halen HDP nin ne olup olmadığını tam olarak bilmemektedirler. Bu olumsuz durumu Kürt halkına anlatması gereken BDP'dir. Nasıl ki  BDP nin dili batı da çok anlaşılmıyorsa  HDP'nin de doğuda tam olmasa da kismen anlaşılmadığını düşünüyorum. Batıda HDP'ye karşı 'Bölücü ' endişesi  doğuda da  HDP'ye  karşı Türkçü endişesini ortadan kaldıracak yeni bir stratejik açılıma ihtiyaç vardır.HDP'nin batıda görevleri olduğu gibi BDP'nin de doğuda bu konuda görevleri vardır.

  Türkiye’nin demokratikleştirilebilmesi için  HDP batının 'demokratik ayağı, BDP 'de

doğunun 'demokratik' ayağı olma bilincini taşırlarsa genel seçimlere kadar

yoğun bir çalışmayla Türkiye’nin siyasi tarihini değiştirebilecek bir dev adım atılabilir.



1252 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

İYİ - PARTİNİN SİNSİ HEDEFİNİ DEŞİFRE EDİYORUM! - 30/09/2021
İYİ - PARTİNİN SİNSİ HEDEFİNİ DEŞİFRE EDİYORUM!
BİN YILLIK KARDEŞLİK - 12/12/2014
BİN YILLIK KARDEŞLİK
HDP OLMADAN GÜNEŞ DOĞMAZ ! - 17/08/2014
Tüm dünya halklarının kardeşliğini her bedeli göze alarak savunmaya çalışanların Türk düşmanı olma gibi bir şanslarının olmadığı gibi, hiç bir dayanağı da yoktur.
ŞOVENİZMİN KISKACINDA OLAN ÖDP TKP VE HALKEVLERİ - 10/05/2014
ŞOVENİZMİN KISKACINDA OLAN ÖDP TKP VE HALKEVLERİ
“TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE YEDEKLENEREK SOSYALİST OLDUĞUNU SANMAK !” - 03/04/2014
“TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE YEDEKLENEREK SOSYALİST OLDUĞUNU SANMAK !”
DİYARBAKIR NEWROZUN'DAN ÇIKARILMASI GEREKEN DERSLER - 24/03/2014
DİYARBAKIR NEWROZUN'DAN ÇIKARILMASI GEREKEN DERSLER