24/03/2014
Diyarbakır'ın nufusu Bir milyon altı yüz bin civarın da . Newroz tertip komitesin de görev alan bir tanıdığımın bana söylediği ,İki milyon sekizyüz bin kişi kutlamaya katıldıği yönün de .Yani Diyarbakır nufusunun hemen hemen iki katı.
21 birinci yüzyılın Orta Doğu coğrafyasın da bu kadar kalabalık bir kutlamanın olduğunu herhalde kimse görmemiştir. Bir defa şunu her halükar da tespit etmemiz gerekiyor. Arttık Kürt halkını öyle üç beş üçakla bir kaç tankla teslim almanın olanakları kalmamıştır.
Bu newroz , Türkiye'nin sahibi ve müktediri olduğuna inanan tüm vesayet güçlerinin , Kürt halkına diz çöktürme arzularını ve umutlarını biraz daha yok etmiştir. Kürtlerin teslim alınamayacağının manifestosunu, dün Amed'de yazdılar.
Aynı zaman da Türkiye'nin 'demokratik ' bir toplum yaşamına evrilmesinin en büyük motor gücünün, Kürt dinamizmi olduğu da tescil edilmiştir. Kürt siyasetinin sadece Kürtler ve Kürt coğrafyasıyla ilgili taleplerinin sınırlı olmadığı , tüm Türkiye'nin 'demokratikleştirilmesini' sağlamak için bir yandan 'devletle ' pazarlık ederken , diğer yandan da , 'demokrasi mücadelesini ' Türkiye'nin dört bir yanındaki dost ve müttefikleriyle birlikte sürdürüyor olması Türkiye için bir şanstır.
CHP ve MHP gibi ırkçılıktan ve Milliyetçilikten beslenen faşist partilerin, Türkiye' yi 'demokratikleştirme ' gibi bir dertlerinin olmadığını, sağır Sultan bile duymuşken , CHP'ye halen , AKP'nin gerilitilmesi için sarılan ,medet umanların dağlarına çok yakında 30 Mart karı yağacaktır. AKP vesayetini geriletmek için başka bir vesayetin hizasın da olmak ,solculuk ve Sosyalistlik gibi insanı kavramlarla asla örtüşmez.
Solu, takkiye yaparak, sitemden yana düşenler 30 MARTTA yine bir yenilgi yaşayacakalardır.
30 Mart seçimlerinin galibi HDP ve BDP olacaktır. Yerel seçimler de %10'u aşarak Genel seçimlerin en iddialı partisi haline geleceğiz. HDP , genel seçimler de , önemli bir güçle parlementoyu kuşatacağın dan kimsenin şüphesi olmasın.
Milyonlarca örgütlü bir güç haline gelmiş bir HDP' Yi de arttık herkes hesaba katma zorunda. Bu ülke kimsenin babasının tapulu malı değil. HDP, barışın ve kardeşliğin , insanca yaşanabilir bir Türkiye'nin ,toprağa duşmuş tohumudur . Hiç bir karanlık güç arttık HDP'yi engelleyemez !
KÜRT DİNAMİĞİ BELİRLEYİCİ BİR ROLDÜR .
Kürt siyasal hareketinin uzun yıllardır çok ağır bedeller ödeyerek kazandığı 'demokratik' mevzilerin , sistemin saldırılarına karşı en güvenlı alanlar olup, bu mevzilerin daha da güçlendirilmesini sağlamak, demokrasi ' güçlerinin ortak görevidir.
Kürt özgürlük hareketinin uzun yıllardır 'devletle' debeleşirken çok ağır kayıplar faili mechüller , işkenceler ve ölümler yaşayan Kürt halkının yanın da kimse yoktu Solun zülme karşı baş kaldırı geleneği adeta Türkiye de yerle bir olmuştu. Parmakla sayılabilecek kadar Aydın dışın da Kürt halkınin yaşadığı acılar kimsenin pek umurun da değildi. Viyetnam 'dan , Nıgaragua'ya , Güney Afrika 'dan , Venezüleaya kadar, halk hareketlerinin ateşli savunucuları , Kürt halkının meşru hareketine sira gelince 'develtin Milli refleksi ' hemen devreye girip , ama ,fakat diyerek, Kürt özgürlük hareketini sağın dan solundan çalımlayıp ,aslında kendilerine gol attıklarını bilmeyen bir Türk solu solu .
SOLUN YETERSİLİKLERİNİN BEDELİ ÇOK AĞIR OLDU.
Devletin Kürt halkına karşı uyguladığı baskı ve saldırılara karşı ,sol tepki verebilmiş olsaydı , inanıyorum ki bunca ağır bedeller ödenmeyebilirdi.
Bu savaş en fazla Kürtleri vurmasına karşın , Türk halkını da vurmuştur.Otuz yıllık bir savaş da ,Türk halkının çocukları da öldürülmüş ve ayrıca sofrasında olan ekmeği küçülmüştür. Cumhurriyet algısının tarihsel yanlış öğretisi, Türk halkını önemli ölçüde zehirlemiş , tüm refleks algılarını yok etmiştir.
Türk halkı dönüp 'devlet ' babasına şunu soramamıştır.
Ey devlet baba !
Sahi den bu Kürtleri Allah, Türklerin kölesimi yaratmıştır? Neden bu insanların dillerini ve kültürlerini yasaklarsınız ? Evet , bunu sorabilmiş olaydık devlet babaya , Türk halkının çocuklarıda dağlarda ovalar da ölmeyecekti .
YAŞAM BİR OKULDUR VE SÜREKLİ İMTİHANDIR.
Geçmişte yaşanan tüm acılardan çıkarılacak en önemi ders , kuşkusuz ki , gelecekde bu tür acıların bir daha yaşanmamasının önleminialmaktır.
Geçmiş de yapılmış bir çok hatalardan arınarak , geleceğin doğrularını inşa etmeyi , insanoğlu başarabilecek yetenektedir. Hiç bir insanın dilini ve kültürünü istediği gibi hayatın tüm alanların da özgürce kullanmayı , kendi varlığına bir tehtit olarak görmek , ilkel birhastalıktır. Savaşın ve acıların getirdiği yorgunluk , gerek Kürtleri , gerekse Türklerioldukça hırpalamış , maddi ve manevi çöküntüye uğratmıştır. Savaşın anlamsızlığını farketmeye başlayan Türkiye halkları , barışın yollarını açabilmelk için kıbırdanmaya başlayınca da , devreye kandan beslenen savaş baronları hemen girmeye çalışıyor.
Vatan Millet edebiyatlarıyla bilinen kirli nakaratları tekrarlayanların ,bölücülük vs gibi argümanlarla , demokrasi ve barış 'isteyen güçlere saldırıp ,toplumda yükselen barış dalgasını etkisizeştirmeye çalışıyorlar.
HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİNE YAPILAN SALDIRILAR !
Türkiye solunun tarihsel yetersizliklerini gidermeye çalışırken , bilineneski klasik ezberlerden de uzaklaşmak , yeni bir politik kültürü inşa etme yolunda verilen mücadelenin elbetteki söylem ve eylemleri de, yeni çağa ve toplumsal gerçeklere uygun olma zorundadır. İnsanların doğuştan elde ettikleri hak ve özgürlükleri vardır .Bunlar arasın da en önemli olanlar , dil , inanç ve kimliktir.
Kürt halkının , kimlik mücadeelsi, Alevilerin , inançları üzerin de olan rencide edici baskılar vs.
Tüm bu alanlarda olan hak ihlalleri , sınıf mücadelesinin de diyaletktik ortaklarıdırlar. Kimlikleri ve inançları yasaklanan toplumların , yasaklayan sistemle sorunları ve kavgaları vardır demektir. Diyalektik böyle emrediyor.
Kapitalist sömürücü sistemi geriletmek , giderek zayıflatmak ve nihayi yok edilişini gerçekleştirebilmenin yolu eğer , kapitalist sistemle her türlü sorunu olan kesimleri , sisteme karşı örgütlemkten geçiyorsa, hak ihlali ve mağduriyetin adı ve gerekçesi ne olursa oslun , tüm ezilen ve mağdur edılen kesimleri , mağduriyetin öznesiyle oynamadan , kendi önceliklerini dikkate alarak , sınıf mücadelesinin yükseltilmesini sağlmak gerçek anlamada da bir devrimci mücadeledir.
HDP'nin tam bu nokta da anlaşılması gerekiyor. Zira HDP homojen bir sosyalist partide değil, homojen bir etnik parti de . Bazı çevrelerin HDP 'yi bilinç altında olan bir siyasi düşünceyle karşılaştırınca sorun yaşıyorlar ve HDP' nin tarihsel rollünü gerçektenanlayamıyorlar.
HDP yukarda anlatmaya çalıştığım tüm mağdur edilmiş kesimlerin , kendilerini mağdur eden sistemekarşı 'birleşik çatı partisidir. 'Onun için HDP' yi anlamaya çalışırken , öncelikle Türkiye toplumlarının sorunlarını doğru tespit etmek gerekiyor. Ondan sonra HDP'nin bu sorunları cözme misyonunu taşıyıp taşımadığına bakmak gerekiyor.
Yoksa kendi bilinç altımızda olan bir siyasal kurguyla HDP' yi anlamaya çalışmak sonuç vermez. HDP' yi anlamanın yolu, Türkiye toplumlarının taleplerini anlamaktan geçtiğini söylemek isterim.
Bizim hiç kimseye , dinin den , Mezhebin den ve Kimliğinden vaz geç deme ne hakkımız var nede haddimiz !
Tüm inanç ve kimlikler Anayasal güvence altına alınamsını eğer bir devrimci olduğunu idda eden parti yada kurum savunmuyorsa , bir sorun var demektiir.
Savunuyorda , pratik te karşılığını bulmuyorsa ,SORUN DAHA DA büyük demektir. İşte Türkiye de bana göre, bir takım Sol Ve Sosyalist partilerin aşamadığı konu budur.
İşin için den bir türlü çıkamıyorlar. Çünkü kafaları halen soğuk savaş dönemimdeki 'otoriter siyasetlerin etkisin de. Birde buna ne yazık ki , tarihsel Kemalizm yanılgısı eklenince , kafaları tam karıştırarak şaşkın ördek gibi dolaşıyorlar. Bazen eylemci, bazen gözlemci oluyorlar. Halbuki durum bu kadar anlaşılmaz değil . Gayet basit bir denklemle ne yapılması gerekiri bulmak mümkündür.
1- Hangi kesimler , hangi gerekçelerle ezildiğini tespit etmek.
2- Kimseye abilik yapmadan ezilen tüm kesimlerin , ezilmişliklerini ortadan kaldırabilmenin yolu , toplumsal bir siyasi güç olmaktan geçtiğini anlamak.
3- Tüm bu ezilenlerin siyasal temsiliyetini sağlayacak ,siyaset yapma kurallarının partileşmeyi zorunlu kıldığı için de , yine tüm ezilenleri ve mağdur olmuş kesimlerin birleşik bir partisini kurmak.
İşte HDP bu alandaki boşluğu doldurmak için kurulmuştur. HDP ne Kürt Partisidir birilerinin dediği gibi ne de Türk . HDP tüm Türkiye halklarının ortak partisidir. Hala anlamadıysanız yapılacakçok şey yok. Hayat bir gün herkese anlatır.