![]()
Cihan İPEK
cihanipek@salihtas.net
Sosyal ve siyasi paketlerin reformu son olmayacak!
05/10/2013
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı’nca düzenlenen 10. Çalışma Meclisi Toplantısı’nda:
''Demokratikleşme paketi 11 yıllık sürecin devamı bir paket olacak. Ama asla
bir son olmayacak. Bu bir matematik, geometrik olay değildir. Sosyal ve siyasi
paketlerin sürekli olarak güncellenmesi esastır.'' dedi. Sosyal ve siyasi paketlerin sürekli güncellenmesi
gerektiği çok doğru ve diyalektiksel bir tespittir. Bununla birlikte demokratik
sosyal hukuk devletlerinde, sosyal ve
siyasi paketlerin güncellenmesini talep etmek, siyasi ve idari yapının reformu
için yasal olarak örgütlenmek ve mücadele etmek de aynı derecede doğru ve meşru
bir haktır. Vatandaşların bu haklara sahip olması da hukuk devletinin olmazsa
olmaz prensiplerindendir. Ancak her nedense, gerek Sayın Başbakan ve gerekse
birçok AK Parti yöneticisi, devletin Kürt yurttaşlarını algılama biçiminde,
tanımlamada, adil ve tam eşitlik prensipleri temelinde anayasal bir değişime
giderek, 21 yüzyılın modern hukuk devleti ilke ve normlarına uygun bir
güncelleme yapması gerekliliğini dile getiren; bu değişimler için mücadele eden
aydınlara, gazetecilere ve siyasi kişilere pek de tahammülleri yoktur. Başbakan ve AK Partililer, kimi zaman bunlara
hakaret edercesine çok kızıyorlar. Oysa gazetecilerin, siyasi partilerin, sivil kitle
örgütlerinin, sendikaların, öğrenci gruplarının, Üniversite hocalarının ve AK
Parti gibi düşünmeyen Barolarda ya da bazı sivil toplum örgütlerinde yer alan
Avukat ve diğer meslek mensuplarının veya bunların temsilcisi oldukları
kuruluşların, daha fazla değişim ve güncelleme talep etmeleri kadar daha doğal
bir şey yoktur. Dolayısıyla Sayın Başbakan, daha fazla demokrasi ve
değişim talep eden bu kesimlerin taleplerinin en demokratik hakları olduğunu ve
bu hakkın varlığının aynı zamanda demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz
kuralı olduğunu da dile getirmelidir. Ayrıca bu talepleri dile getirenlerin
bölücü ve hain olarak fişlenmemeleri gerektiğini, bunların adli ve idari
soruşturmalara maruz kalmamalarını, tutuklanıp ceza evlerine konulmalarının
demokratik hukuk devleti prensipleriyle uyarlılık göstermediğini de dile
getirmelidir. Başbakan’ın bu tarz beyanlarından sonra, Türkiye’de
yasa koyucu ve idareciler ile yasa uygulayıcıları arasında bir ahengin oluştuğunu
görebilmek mümkün olabilir. Aksi takdirde Başbakan ne derse desin, yasalar ne
kadar ideal olursa olsun yereldeki yönetici ve yasa uygulayıcılarının keyfi ve
siyasi Saiklerle yapacakları taraflı işlemlerin ve adil olmayan mahkeme
kararlarının önüne geçmek mümkün değildir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Kültür ve Tarihi Varlıkların Korunması - 23/04/2021 |
Kültür ve Tarihi Varlıkların Korunması |
Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri - 30/03/2021 |
Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri |
İktidar Utanmazlığı - 12/10/2020 |
İktidar Utanmazlığı |
Asker Devletler ve Çatışmalı Siyaset - 08/12/2017 |
Asker Devletler ve Çatışmalı Siyaset |
Sanki yine oyun içinde anlaşmalı bir başka oyun var. - 06/12/2017 |
Sanki yine oyun içinde anlaşmalı bir başka oyun var. |
Uyduruk bir masal - 26/11/2017 |
Uyduruk bir masal |
HUKUK DEVLETİ HAYALİNİN SONU - 06/11/2016 |
‘‘Bu yürüyüşümüze bir slogan da lazım. |
Diyanet İşleri Başkanlığı, Fetva ve Yalan - 10/01/2016 |
Diyanet İşleri Başkanlığı, Fetva ve Yalan |
Diyanet İşleri Başkanlığı, Fetva ve Yalan - 10/01/2016 |
Diyanet İşleri Başkanlığı, Fetva ve Yalan |
![]() |