Aradan geçen 20 yılda bebekleri doğdu, çocukları büyüdü, büyükleri yaşlandı, yaşlıları öldü…![]() Aradan geçen 20 yılda bebekleri doğdu, çocukları büyüdü, büyükleri yaşlandı, yaşlıları öldü… Tansu Çiller Türkiye'sinin karanlığında Kürt siyasetçi, hukukçu ve işadamlarını hedef alan cinayet zincirinin üzerinden geçen 20 yılda ortaya çıkan "deliller"e rağmen hâlâ hakkında hüküm tesis edilmiş tek fail bile bulunmuyor. Görünmek isteyen, kendisini adeta ilan eden gerçeklerin yıllarca devlet katında örtbas edilmesiyle hesabı taammüden sorulmamış bir cinayet zinciri karşısındayız. Öyle bir cinayet zinciri ki, gerçeklerin ortaya çıkması, davanın ardında bir devlet iradesinin varlığını değil, aksine yıllardır gerçeği örtbas eden, yalanlarla çarpıtan devletin dava mahallinden uzaklaştırılmasını gerektiriyor! 1990'ların ilk yarısındaki cinayetlerin zamanaşımı süresi dolmak üzereyken açılmış davasının ikinci duruşması bugün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak. Bu dava, sadece yakınları katledilenlerin acısına çok gecikmiş de olsa "adalet" ile hürmet gösterme faslında önem taşımıyor. Bu elbette kıymetli. Ancak bu dava, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, vatandaşlarına olan en büyük adalet borçlarından birini de bu devleti yönetenlerin, bu devletin yargısının karşısına koyuyor. Şırnak'ta (Kuşkonar ve Koçağılı köyleri) katlettiği 38 vatandaşına ilişkin adalet arayışını yıllarca ısrar edilen yalanlarla Strasbourg'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne sürgün eden, Roboski katliamına ilişkin adalet umudunu da siyasetle kol kola aynı rotaya sokan bu devlet, Çiller Türkiye'si cinayetleriyle bir kez daha sınavda. Bakalım, "Türk Milleti adına" ifadesiyle başlayacak mahkemenin kararı millet adına mı olacak, yoksa devlet adına mı? Öylesine yapılmış, sözün şehvetine kapılmış bir millet-devlet ayrıştırması değil söz ettiğim. Onca organize örtbas etme çabasına rağmen, "millete zulmettik" diyerek ortalığa saçılmış bazı devlet görevlilerinin itirafları üzerine nihayet açılmış bir dava karşısındayız. Bu davaya giden sürecin nasıl başladığını, yıllardır kendilerini ilan eden gerçeklerin nasıl görmezden gelindiğini ve o yıllarda Türkiye'nin hâllerini soru ve cevaplarla hatırlamaya çalışalım. Sabrınızı zorlayacak, çok zorlayacak uzunlukta bir yazıyı göze alarak, hesabı sorulmamış o Türkiye'yi hatırlamak için filmi biraz geri saralım. |
1133 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |