Eğitim Sen’den Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısına karşı eylem: “Tasarı geri çekilmeli”

Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısının görüşmeleri Meclis komisyonunda yapılırken Eğitim Sen de "Tasarı geri çekilmeli" diyerek bir basın açıklaması yaptı

Milli Eğitim Şûrası’ndan sonra gündeme gelen ve 31 Aralık’ta Meclis’e sunulan Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı, bugün Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı.

 

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU TEKLİFİ KOMİSYONDA: KANUN NE GETİRECEK?

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim Sen) ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın (Öğretmen Sendikası) tepki gösterdiği ve geri çekilmesini talep ettiği tasarının görüşmeleri Meclis komisyonunda yapılırken Eğitim Sen de “Tasarı geri çekilmeli” diyerek bir basın açıklaması yaptı.

Öğretmenlerin hakları ve çalışma koşulları 13 maddeye sığmaz

Eğitim Sen Ankara Şubeleri’nin çağrısıyla Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Şube önünde toplanan eğitim emekçileri, tasarının öğretmenlik mesleğindeki sorunları çözmek şöyle dursun, daha da derinleştireceğini söyledi. Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Sacit Ünalmış’ın okuduğu basın açıklamasında eğitim emekçileri “Bir milyonu aşkın öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını 13 maddelik bir kanun metni ile düzenlemek mümkün değildir” dedi.

Tasarının mevcut halinin bir meslek kanunu taşımadığını belirten eğitim emekçileri, ekonomik düzenlemelerin 15 Ocak 2023’te uygulanmaya başlanacak olmasının da düzenlemenin bir seçim düzenlemesi olduğu anlamına geldiğini ifade etti.

Özel okullardaki öğretmenlerin kapsam dışı tutulmasına tepki

Eğitim emekçileri tasarıda özel eğitim kurumlarındaki öğretmenlere dair herhangi bir şey söylenmemesine tepki göstererek “Meslek kanunu olan diğer mesleklere (Doktorluk, Mühendislik ve Mimarlık, Avukatlık, Eczacılık) bakıldığında kamu-özel ayrımı yapmadan o mesleği icra eden herkesin ilgili meslek kanunu kapsamında olduğu görülmektedir” dedi.

“Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir”

“Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” diyen eğitim emekçileri, tasarının vadettiği uzman öğretmenlik ve baş öğretmenlik gibi statülerin öğretmenlerin asıl sorunlarını çözmeyeceğini dile getirdi. Bu statülerin öğretmenler arasındaki eşitsizliği daha da artıracağını ifade eden öğretmenler, Tayyip Erdoğan’ın Milli Eğitim Şûrası’nda yaptığı konuşmada “Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler arasındaki ayrımı kaldırıyoruz” sözlerine rağmen bu yönde bir düzenleme yapılmdığının da altını çizdi.

ILO ve UNESCO ortak belgesi olarak 5 Ekim 1966 yılında kabul edilen ve Türkiye tarafından da onaylanan Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı çerçevesinde bir kanun tasarı hazırlanması gerektiğini ifade eden Eğitim Sen’in açıklaması şu ifadelerle bitti:

Eğitim Sen, yıllardır sadece öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarında çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Öğretmenler için düşünülen iyileştirmeler, tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımızın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile birlikte ele alınmalıdır.

Siyasi iktidar, TBMM’ye sunduğu Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı’nı derhal geri çekmelidir. Bir meslek kanunu hazırlanacaksa “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” temel alınmalı, sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerin hakları ve talepleri güvence altına alınmalıdır. Bu doğrultuda çalışmalar yürütmek üzere eğitim alanında örgütlü tüm sendikaları birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Sendika.Org/

Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi komisyonda: Kanun ne getirecek?

 

Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi Meclis'e sunuldu. Milli Eğitim Şûrası'nın ardından gündeme gelen ve tartışma konusu olan kanun ne içeriyor?

Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi Meclis’e sunuldu. Teklifin Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’ndaki görüşmleri de başladı. Öğretmenlik mesleğini aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve baş öğretmen gibi “kariyer basamaklarına” ayıracak teklife yönelik Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası) tepki göstermişti. Öğretmenlik mesleğinin asli sorunlarına çözüm olmayacağını ifade eden sendikalar, statü farklılaştırılmalarıyla öğretmenler arasındaki eşitsizliğin ve rekabetin artacağını belirtiyor. Sendikalar dün sosyal medya üzerinden teklifin geri çekilmesi talebiyle bir kampanya da yaptılar.

Öğretmenlik Meslek Kanunu ne getirecek?

Milli Eğitim Şûrası’nın ardından gündeme gelen ve tartışma konusu olan kanun ne içeriyor?

On binlerce öğretmen kapsam dışı

Öğretmenlik mesleği, Türkiye’de en çok tercih edilen ilk 10 meslek arasında yer alıyor. Büyük vaatlerle yola çıkan kanunda tek söz sahibi ise hükümet oldu. Öğretmenler ve meslek örgütleri, kanunun hazırlanma aşamasına dahil edilmedi.

Örgün eğitimde görev alan öğretmen sayısı 1 milyon 112 bin 305. Öğretmenlerin 950 bin 90’ı resmi okullarda, 162 bin 215’i özel okullarda görev yapıyor. Kanun ise öğretmenlerin tümü için değil, sadece resmi kurumlarda ve sadece öğretmenlik yapanlara yönelik. Yani yönetim kadrosunda bulunan öğretmenler ve özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenler için herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğretmen atamalarıyla ilgili bir konuşmasında “Her yıl 40 bin kişi mezun oluyor, ortalama 15 bin kişi emekli oluyor.” demişti. Yani kanundan yaralanamayacak binlerce öğretmen olacak.

Öğretmenler sürekli sınava tabi tutulacak

Öğretmenler, mezun olduktan sonra atanmak için KPSS’ye girmek zorunda kalıyor. Yetmiyor mülakata tabi tutuluyorlar. Şimdi ise meslek hayatları boyunca devam edecek başka bir eğitim ve sınav ile kariyer öngörülüyor.

Aday öğretmenlik dâhil öğretmenlikte en az 10 yıl hizmeti bulunanlardan mesleki gelişime yönelik 180 saatten az olmamak üzere düzenlenen Uzman Öğretmenlik Eğitim Programı’nı ve mesleki gelişim alanlarında uzman öğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaları tamamlamış, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan öğretmenler, uzman öğretmen unvanı için yapılan yazılı sınava başvuruda bulunabilecek. Uzman öğretmen unvanı için yapılan yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacak. Yazılı sınavda başarılı olanlara uzman öğretmen sertifikası düzenlenecek.

Uzman öğretmenlikte en az 10 yıl hizmeti bulunan ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan uzman öğretmenlerden mesleki gelişime yönelik 240 saatten az olmamak üzere düzenlenen Başöğretmenlik Eğitim Programı’nı tamamlamış olan ve mesleki gelişim alanlarında başöğretmenlik için öngörülen çalışmaları tamamlayanlar, başöğretmen unvanı için yapılan yazılı sınava başvuruda bulunabilecek. Yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacak. Yazılı sınavda başarılı olanlara başöğretmen sertifikası verilecek.

Öğretmen kariyeri çözüm değil

Mezun olduktan sonra kadrolu öğretmen olmak isteyenler hem memuriyet için gerekli şartları yani sınavları hem de aday sınavını geçmek zorunda. Aday olduktan sonra aday olma niteliği taşımadığı anlaşılan ya da yapılması gerekenleri yapamayan adaylar, 3 yıl meslekten men edilecek. Sınavı geçenler atanacak, geçemeyenler atanamayacak.

Yıllarca KPSS ile uğraşan öğretmenler 1-2 yıl arasında değişen adaylık eğitimi ve sınavını da geçmek zorundalar. Atananlar ise eğitimlere devam edecek ve 10 yılda bir tekrar sınava tabi olacaklar. Yüksek lisans ve doktora yapanlar sınavdan muaf olacaklar.

Aday öğretmenlerden atanma niteliklerinden herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanların adaylık süresi içinde atanma şartlarından herhangi birini kaybedenlerin, adaylık sürecinde aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanların, aday öğretmenler için öngörülen Aday Öğretmen Yetiştirme Programı’na mazeretsiz olarak katılmayanlarla bu program sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmede başarısız olanların, görevine son verilecek ve bunlar, 3 yıl süreyle öğretmenlik mesleğine alınmayacak.

Tez ve makale “sektöründe” patlama beklentisi

Böyle bir sistemde eğitim fakültesi mezunu olacak kişiler, yüksek lisans ve doktora eğitimi kariyerlerinin ilk 5 yılında peş peşe tamamladığında ne olacak? 180-240 saatlik eğitimleri alacaklar mı? Kanunda bununla ilgili bir ayrıntı da yer almıyor. Memuriyet sınavından geçmek için yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamlamak isteyen 40 bin mezun olacak.

Akademik kariyer yapmak isteyenlerin kontenjan bulmakta zorlanacağı da aşikâr. Kontenjanları zaten kapasiteyi zorlayan yüksek lisans ve doktora programları dolup taşacak. Ve daha önemlisi uzaktan ücretli olarak, sınavsız yapılan yüksek lisans programlarına doktora programlarının da eklenmesi öngörülüyor. “Piyasası” giderek büyüyen paralı tez ve makale yazımı “sektöründe” de patlama bekleniyor. Böyle bir ortamda eğitim niteliğinden bahsetmek ise imkansız hale gelecek.

Yüksek lisans eğitimini tamamlayanlar uzman öğretmen unvanı için öngörülen; doktora eğitimini tamamlayanlar ise başöğretmen unvanı için öngörülen yazılı sınavdan muaf tutulacak.

Ayrımcılık körüklenecek

Aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen. Her biri bir sınıfı idare ederken ebeveynlerin seçimi uzman öğretmen varken öğretmen, başöğretmen varken de uzman öğretmen ya da öğretmen olmayacak. Her velinin çocuğunu kıdemi yüksek olan öğretmene vermek isteyeceği ve bu yolla da öğretmenler arasındaki eşitsizliğin daha da derinleşeceği öngörülüyor.

Sendika.Org (Merve Büyüktaş)

159 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın