Öğretmenler anlatıyor: Uzaktan eğitimde çocukların davranışları nasıl etkilendi?

Uzaktan eğitim çocukları nasıl etkiledi? Öğretmenler gözlemlerini anlattı.

Türkiye, pandemide okulları en uzun kapalı kalan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Arada aç-kapa olsa da uzun süre kapalı kalan okullar nedeniyle öğrenciler uzaktan eğitime mahkum edildi. Tüm öğrencilerin uzaktan eğitime erişemediği ise bilinen bir gerçek. Bu kez okullar açılalı üç haftayı buldu. Biz de okulların toplamda 1.5 yıldan fazla kapalı kalmasının öğrenciler üzerindeki etkilerini öğretmenlerle konuştuk. Öğretmenlerin gözlemi, çocuklarda davranış değişikliklerinin olduğu, şiddet hareketlerinin arttığı, okuma-yazma becerilerinde gerileme olduğu, yoksulluğun arttığı yönünde.

SURİYELİ ÖĞRENCİLER TÜRKÇE’Yİ UNUTTU

Altındağ’da bir ilkokul öğretmeni, özellikle Suriyeli mülteci ailelerin yoğun olduğu mahallelerde hem pandemi döneminin hem de sonrasının eğitim açısından çok zor geçtiğini söylüyor. Kendi çalıştığı bölgeye ilişkin gözlemi şöyle:

“Bu mahallelerde yaşayan çocuklar uzaktan eğitime çok az dahil olabildiler. Uzaktan derslerde öğrencilerin neredeyse yüzde 70’i sürecin dışında kaldı. Öğretmenlerin çoğu öğrencilerin akademik başarısının çok düştüğünü, Türkçe’yi unuttuklarını söylüyor. Bu mahallelerde yerleşimin tamamı Suriyeli ailelerden oluşuyor. Bu nedenle çocuklar okul dışında Türkçeyi duymuyorlar bile denebilir.”

OYUNLARI KAVGA, OYUNCAKLARI KAĞITTAN SİLAH

Pandemi dönemine ilişkin bir başka gözlemi ise eğitim hayatından uzaklaşan çocukların, daha çok şiddet içerikli oyunlar oynadıkları için okulda sürekli kavga, vurma, yaralanma olayları yaşanmaya başlandığı yönünde. Şöyle anlatıyor:

 “Benim okulum da dahil çoğu okula polis görevlendirmesi yapıldı. Zaten sürekli silah ve kavga izleyen çocukların okulda da kolluk kuvvetlerini görmesi olaylara tuz biber oldu. Arkadaşlar nöbetçi oldukları günlerde eve gidince hemen yatıp uyuduklarını söylüyorlar; o kadar yorucu ve zor geçiyor nöbetleri... Öğrencilerimizin pandemi sonrası birlikte doğru düzgün oyun bile oynayamadıklarını fark ediyoruz. Oyunları kavga, oyuncakları kağıtları katlayıp yaptıkları silahlar olmuş. Çocuklar sürekli PUBG, fortnite gibi oyunlardan bahsediyorlar. Pandemide, oyun dışında sürekli evde televizyon izlemek, arkadaşları ile iletişim halinde olmamak, oyun oynamamak, okuldaki grup çalışmalarından, grup oyunlarında uzak kalmak şiddet davranışlarındaki etkenlerdir diye düşünüyorum.”

ÇOCUKLAR ESKİDEN OYUN HAMURUNA BAYILIRDI

Çevresindeki öğretmenlerin, çocukların genel olarak bir şey yapmak istemediklerini anlattığını paylaşırken, çocukların resim yapmak, oyun oynamak, şarkı öğrenmek istemediğini belirtiyor:

“Ben 1. sınıf okutuyorum ve oyun hamurlarına öylece baktıklarını, bir şey yapmak istemediklerini görüyorum. 16 yıllık öğretmenim, öğrenciler oyun hamuruna bayılırlar.”

ÇOCUKLARIN YOKSULLUĞU DA ARTTI

Çocukların pandemi döneminde yoksulluklarının da arttığı gözlemleri arasında:

“Önceden beslenmelerine iyi kötü bir lavaş, ekmek arası salçalı sos, peynir, meyve, kuruyemiş koyup getirebilen çocuklar şimdi beslenme getirmeden geliyorlar veya bakkaldan alınma 50 kuruşluk gofret, cips getiriyorlar. Hayat pahalılığı arttı, hane içinde çalışanlar asgari ücretin çok altında ücretlerle Altındağ sitelerde çalışıyorlar ya da işsizler. Bu durum hem yoksulluğa hem de çocuklarla yeterince ilgilenememelerine neden oluyor.”

UZAKTAN EĞİTİM ORTALAMA 12-15 KİŞİYLE YAPILDI

Altındağ’da görev yapan bir başka ilkokul öğretmeni, pandemi ile uzun süre yüz yüze eğitimden mahrum kalan öğrencilerin büyük bir kısmının uzaktan eğitime erişim sorunu yaşadığını söylüyor. Sözleri şöyle: “Zaten dezavantajlı olan öğrencileri bu durum daha da dezavantajlı hale getirdi. Altındağ, Mamak gibi ilçelerdeki okullara bakarsak ortalama 25-35 mevcutlu sınıflarda en fazla 20-22 öğrenci, genelde ise 12-15 öğrenci ile uzaktan eğitim yapıldı. Katılamayan öğrencilerin bu yılları kayıp geçti. Bu durumdaki 1. sınıf öğrencileri bu sene okuma yazma becerisinden yoksun olarak 2. sınıfa devam ediyorlar. Yani uzaktan eğitim eşitsizliği daha da derinleştirdi.”  

ORTAK HAREKET ETME, İŞBİRLİĞİ VE İLETİŞİMDE PROBLEM

Okul ortamından uzun süre ayrı kalmanın birtakım etkilerini bütün öğrencilerde görebildiklerini belirterek, okul kültürüne uyum sağlamakta, kendilerini ifade etmekte, sınıf düzeyinin gerektirdiği başarıyı göstermekte, derslere düzenli devam etmekte zorlandıklarına dikkat çekiyor. Gözlemleri şöyle: “Yaşıtlarıyla yeterince etkileşime giremedikleri için davranış problemleri yaşıyorlar; sınıf ve okul kurallarına uyum, topluluk içinde ortak hareket etme, bir işi işbirliği içinde yapma, ailesi ve yakın çevresi dışında bir yetişkinle-öğretmenleri dahil- iletişim geliştirme gibi. İlkokul 1. ve 2. sınıflarda en göze çarpan problem öğrenmede oldukça geride kalmış olmaları. Toplamda uzaktan eğitim tam yarım kalmıştık hali yarattı; öğrenme yarım, sosyalleşme yarım, etkileşim yarım, duygusal gelişim yarım…”

KALEM BATIRMA, DUDAK PATLATMA GİBİ ŞİDDET HAREKETLERİ ARTTI

Keçiören’de çalışan bir ilkokul öğretmeni, bakanlığın maske ve dezenfektan dışında hiçbir malzeme sağlamadığından diğer tüm temizlik malzemeleri ve ihtiyaçları okul aile birliği/velilerden sağladıklarını belirterek, “Oysa velilerimizin büyük çoğunluğu yoksul, aynı zamanda mülteci çocuklar da bulunuyor” diyor. Öğrencilerin daha hırçın olduğuna, sınıflarda ve okulda disiplin sağlamanın daha zorlaştığına dikkat çekerek, “Arkadaşlarına kalem batırma, dudak patlatma gibi şiddet hareketleri arttı. Okuma-yazmayı unutma geçmişte de kısmen olabiliyordu ama pandemide çok daha fazla göze çarptığını söyleyebilirim.”

VELİLER DE EĞİTİM ORTAMINDAN UZAKLAŞMIŞ

Bu süreçte velilere ilişkin gözlemleri ise şöyle:

“Bizim gibi okullarda okul, çevresindeki veliler için de önemli bir sosyal ilişki alanıdır. Okul, çocuklarla birlikte velileri de eğitir, davranışlarında değişime neden olur. Çocuklarına yaklaşımlarını değiştirir. 1.5 yıllık uzaktan eğitim çocuklarla birlikte velileri de bu ortamdan uzaklaştırdı. Okulun rehberlik servisi de eski öğrencilerimizi hırçınlaşmış, agresifleşmiş, düzen ve disiplinden uzaklaşmış buluyor. Akran ilişkilerinin sıfırlandığını, çocukların akranları ile ilişki kurmanın gereklerini yerine getirmekten uzaklaştıklarını ifade ediyor.”

ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİNDEN MAHRUM KALDILAR

Bir ortaokul öğretmeni de salgının bazı okul kademelerini diğerlerinden daha fazla etkilediğini, çocuğun eğitim hayatına uyumunda temel oluşturan becerileri aldığı “Erken Çocukluk Eğitimi”nden mahrum kaldıklarınını anlatıyor:

“Soyut düşünme süreçleri gelişmekte olan küçük yaş grubundaki çocuklar uzaktan eğitimi de verimli geçiremedi. Okul öncesi eğitimi 1. sınıfa da hazırlık olduğundan çocuklar bu hazırlık sürecini geçiremeden 1. sınıfa başlamış oldular. İki yıla yaklaşan uzaktan eğitim sonrası o dönem 3. sınıfta olan çocuklar, yüz yüze eğitimde 5. sınıfa başladılar ve aradaki evreleri gerektiği gibi yaşayamadılar.”

ERGENLİKTE İÇE KAPANMA, ARKADAŞ EDİNMEDE SIKINTI

7. ve 8. sınıf öğrencilerine ilişkin gözlemleri şöyle:

“Ergenlik evrelerini akranlarından uzak, evlerinde ve ekran gerisinde ya da eğitime hiç erişemeden geçirdiler. Takıntıları, korkuları arttığı gibi bağımlılıkları da arttı. İçe kapanma, arkadaş edinmede sıkıntılar, kaygıların artması gibi sorunlar baş gösterebilmektedir. Zaten sorunlu bir çevrede iseler sorunlarıyla baş başa kaldılar. Yüz yüze eğitime ara verilmesi ile okulların, çocukların sadece akademik eğitiminde değil, sosyalleşmesinde de ne kadar önemli olduğu görüldü. Ders dışı ortak alanlar, arkadaşlarla geçirilen zamanlar, teneffüs saatleri, okula gidiş gelişler hepsi eğitimin ve öğrenmenin özellikle de sosyalleşmenin bir parçasıydı ki çocuklar pandemi sürecinde uzun bir süre bundan uzak kaldılar. Şükran DOĞAN

67 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın