Reza Zarrab olayı

Reza Zarrab olayını, kısaca özetlersek;

1. ABD Köşesi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) diplomatik olarak ilişki kurmadığı İran İslam Cumhuriyeti rejimine, hem kendince hem de Birleşmiş Milletlerin bazı kararları uyarınca ticari ambargo uygulamış. Ambargonun İran Halkına karşı değil, sadece rejime karşı olduğunu göstermek için de, İran ile yapılacak olan her türlü gıda, ilaç ve yaşam malzemesiyle ilgili ticaretin serbest olduğunu, ancak bu ticaretin, ABD Doları ile değil mal takası veya İran parası ile olması gerekti kuralını koymuştur.

ABD Ceza Hukuku mevzuatı, aynen Türk Ceza Kanunun 12. maddesinde olduğu gibi, bir kişi yurt dışında, ABD hukukuna aykırı olarak ve ABD'yi zarara sokacak şekilde bir fiil işlerse ve o kişi ABD'de bulunursa yargılanır ve suçlu bulunursa cezalandırır der.

2. Reza Zarrab Köşesi

İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı olan 35 yaşındaki Reza Zarrab, aslen İran Azerilerinden olup sonradan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmuştur. Ailesi varlıklı olup, hem İran’da hem Türkiye’de döviz ve altın ticari ile uğraşmaktadır. İran Azerileri İran İslam Cumhuriyeti Yönetiminde hep etkili bir rol oynamışlardır.

Reza Zarrab'ın Türkiye'de tepe yönetimle rahatlıkla ilişki geliştirebilmesinin nedeni Türkiye'de geniş kesimler veya bazı birimlerle ilişki içinde olması ve aynı zamanda popüler bir sanatçı olan 49 yaşındaki Ebru Gündeş ile evli olmasıdır. Bu sayede, parti farkı gözetmeksizin tepedeki yöneticilere ve bürokratlara rahatlıkla ulaşabilmiştir.

3. Türkiye-İran Ticareti Köşesi

Türkiye ile İran arasında Rusya piyasasına göre daha çok ucuz olan bir doğal gaz ve ham petrol ticareti var. DurumTürkiye'nin yararınadır. Bu doğal gaz ticareti, meşru ve yasaldır ve ABD ambargo kuralına aykırı değildir. Ancak Türkiye İran’dan satın almış olduğu bu doğal gaz bedelini ABD ambargosu uyarınca ABD doları olarak ödeyemez, öderse ABD hukukunu çiğnemiş olur ve müttefiklik ilişkisi bozulur. Türkiye İran’a doğal gaz bedelini ya gıda ya İran para birimi olan Tümen ya da altın olarak ödemelidir. Ancak İran İslam Devleti uluslararası ekonomide daha fazla söz sahibi olmak için, satmış olduğu doğal gaz bedelini ABD doları olarak ödenmesini tercih etmektedir. Çünkü zaten elinde hem dünyaya satamadığı çok altını hem de kendi merkez bankası matbaasında bastırdığı ve uluslararası piyasada geçerliliği olmayan Tümeni çoktur.

Dünyanın neresinde olursa olsun İran'a bankacılık sistemi üzerinden yapılacak bir dolar ödemesi SWIFT kodları nedeniyle ABD bankacılık sistemine düşer ve ABD’nin bundan haberi olur.

4. Reza Zarrab, Rüşvet ve Türkiye Bankacılık Sistemi Köşesi

Türkiye’ye Doğal Gaz satan İran NIOC şirketinin Halk Bankasında hesabı var. NIOC, İran İslam Cumhuriyeti Ulusal Petrol şirketidir. İran Sermayeh Bank’ın da Halk bankasında hesabı var. Reza Zarrab’ın şirketler gurubu olan ve Dubai ile Türkiye arasında altın ticareti ile uğraşan “Royal Grubu” şirketinin hem Halk Bankasında hem de Finansbank’ta hem Deniz Bank’ta hesapları var. Zerrab, Türkiye’de piyasadan almış olduğu altınları Dubai’de İncept şirketine satar. İncept firmasının da Türkiye’de ve Finansbank’ta hesapları var. İran NIOC şirketi, Botaş'a gaz, Tüpraş'a ham petrol satar. Bunun karşılığı olan para Botaş ve Tüpraş tarafıından Halkbank'taki NIOC adına açılmış hesaplara yatırılır. Halkbank'ta hem Botaş, hem, Tüpraş, hem de NIOC’in hesapları var. Halkbank içinde, Tüpraş ve Botaş hesaplarından, NIOC hebasına İran’dan satın alınan doğal gaz ve ham petrol bedelleri aktarılır.

İşte tüm sorunlar da burada başlar. ABD ve Birleşmiş Milletler ambargosu yüzünden NIOC şirketi ödemelerinin tamamı kadar parayı Halkbank'taki mevcut hesabından çekemez. NOIC, İran’a bu paraları dolar olarak da EFT edemez, götüremez, başka ülkeye de götüremez. Bu paralarla ya Türkiye’den gıda ve ilaç satın almalı ya da altın. İran’ın ise ne altına ihtiyacı var ne ilaca ne de gıdaya. İran’ın ihtiyaç duyduğu ve uluslararası piyasada yaşaması için can simidi olan tek şey ABD dolarıdır. İşte burada Reza Zarrab ve Dubai ile altın ticareti yapıyor gibi görünen onun şirketleri, “Royal Şirketler Grubu” devreye giriyor. 
Royal Şirketler Grubunun, -burada anlatmayı gereksiz bulduğum-, karmaşık birçok yoldan, bazı havaleler yapması, döviz alıp satması, altın almış ve satmış gibi ihracat ve ithalat belgeleri düzenlemesi, sahte faturalarla mal satın alıp mal ihraç etmiş gibi bir takım işlemleri yapması ve bu şekilde ABD dolarını İran İslam Cumhuriyeti hesaplarına aktarabilmesi için hem Halkbank Genel Müdürünü, Hem Ekonomi Bakanını, hem bir takım siyasiler ile bürokratları, irili ufaklı memurları ikna ve memnun etmesi lazım. Reza Zarabb’ın yaptığı iş budur. Zarrap eşi Ebru Gündeş ile birlikte ilişki içinde olduğu bazı kişi veya gruplar sayesinde Türkiye’de ihtiyaç duyduğu her bürokrata veya kişiye ya da eşlerine rahatlıkla ulaşıp bu para transferi döngüsü içinde yetkili olarak yer alması gereken herkesi iyi bir iş yaptığına ikna etmiş ya da rüşvete bağlamış ve bu sayede ABD ambargosunu delerek İran’a ABD dolarlarını ulaştırmıştır. Dolayısıyla bu işte karlı çıkan, her zaman olduğu gibi, İran olmuştur. Türkiye’de rüşvet alan kişiler de rüşveti ile birlikte serbest kalmıştır. TBMM bunlar hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığına karar vermiştir. Reza Zarrab da kendine göre bir takım garantiler alarak ABD’ye kaçmış ve orada ötmeye başlamıştır.

Kaynak: Zarrab’ın mahkemedeki ifadeleri ve Türkiye basını

459 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın